22 Haziran 2011 Çarşamba

Alıntı

Kapalı bir sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben. hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten. beni keşfetmeye çalışmanı da, keşfettiğini sanmanı da istemem. tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi. başkaları hakkında edinilen bilgiler ,çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer. tadına bakamayacak olduktan sonra, kokutmak zorunda değiliz beynimizde.

19 Haziran 2011 Pazar

Sevgili Babacım..

   Kocaman oldum artık.Büyümek ve getirdiği sorumluluklar her geçen hissetirirken varlığını omuzlarımda benim için ne değişti  21 yılda? Ben pek birşey anlayamadım sanki.Durmadan büyüdüm işte; emekle ,diş çıkar arada yaramazlık,biraz hastalık...Sonraları boyum  uzadı ,kilo alıp verdim,saçımın rengi koyulaştı,dillendim, ağladım güldüm,zamanı geldi okula gittim,yazıp okumayı öğrendim.Daha da yıllar geçti üniversiteye giden kızın oldum.Bir şeylere ara ara isyan ettim ,çoğu kez de teşekkür..
    Küçükken 'baba mama' diye başladığım cümleler  büyüdükçe ' baba amaya' dönüştü.Hep yapmaktan bıkmadığım açıklamalar, birşeylere itirazlar  bize birbirine sonsuz güven ve sevgi duyan baba kız sarılmalarını getirdi.Yazdıklarımı çizdiklerimi hep eleştirdin ama bu beni doğruya iletti. İlk karikatürümü seninkini taklit ederek çizdim ben.Ödül aldığım resmi birlikte yaptık.Taktir alan kompozisyonlarım da hep fikrin vardı.Korkularım ,sevinçlerim  sana açıldı hep.Dargınlıklarımız hiç olmadı ,birbirimize sevgimizi göstermekte ve bunu dile getirmekte hiç zorlanmadık. İşten her geldiğin de beni sıcak yatağımda öperken şimdi mesafeler aramıza girsede, farklı çatılar altında uyusakta, yanağıma uzaklardan konan buseyi hissediyorum ben..
  Ne kadar büyüsem de senin hep minik kızınım.Bu hiç değişmeyecek tıpkı birbirimize duyduğumuz karşılıklı güven ve sevgi gibi..Hep benimle,hep yanımda ol babacım.
Babalar günün kutlu olsun. :)

12 Haziran 2011 Pazar

A.Ş.K.???

Onu tanımlayacak bir tek sözcük yoktur.
Eşsesli kelimelirin en çok anlam karşılığı olandan bile daha çok karşılığı vardır insanlarda.
Yaşattıklarına şiirler,cilt cilt romanlar yazılır,bestelenen şarkıların sonu gelmez.
Sanatın vazgeçilmez temasıdır.
Günün her anı evrenin bir köşesinde onun adına çalışma yapan birileri vardır.
Kimimizin en büyük derdi,
Kimimizin yaşama sebebi,
Kimimizin köşebucak kaçtığı,
Kimimizin baktığı bir çift gözde aradığı,
Kimimizin inanmadığı yada inandıracak birini aradığı şeydir...Aşk.
Üç harften oluşur.Diğer dillerde de (bildiğim kadarıyla) dört beş harften ibarettir en fazla.
Basit yapılı bir sözcüktür ama kendisinden beklenmeyecek kadar güçlüdür.
Zaman,mekan,dil,din,ırk tanımaz.
Kafasına göre takılır.
Tecrübesi olanlar,karşısında her kim olursa onu küçük görür.
Sözüm ona devlerin aşkıdır bir zamanlar yaşadıkları.
Bencilce davranırlar.Kızarım
Aşk;
Gereklidir bir okadar da gereksiz.
İnanmam çünkü nankördür gelir geçer.
Birilerini dinlemeye gerek duymam , benim içimdedir .
Birilerinin de kendi içinde...
İlk olanları, daha bi güzel gelir bana.Çünkü;
En başların da kendine bile itiraf edemezsin.Korkarsın.
En masum olandır.Özeldir,unutulmayandır.
Nede olsa ilk aşk ilk aşktır..
Bunun dışın da ikinci,üçüncü... yaşanan aşklarda birbirinden üstündür elbet.
Velhasıl kelam;
Kitaplardan,ordan burdan öğrenilemeyecek son şeylerden aşkın en güzel tanımı
'Aklın Şevhetle Kavrulmasıdır.'