30 Ağustos 2012 Perşembe

İçimden Böyle Geldi




Bazen bir mucize gerekir başlangıçları yazmak için.
Zordur çünkü, belki de en zorudur başlayabilmek.
Zorla toplanır kelimeler bir araya.
Kaçışan bir avuç karınca gibi olur, tüm hislerimi anlatan sözcükler.
Gel diye çağırırım ,gel anlat beni.
Gözlerim kapanmadan, son noktayı koymama izin ver diye yalvarabilirim ,utanmadan.
İnsan sıkıcı oluyor, geveze, kibirsiz oluyor anlatırken  kendini.
İki cümle kurabilmek için ,kelimelerle düşüp kalkıyor.
Kabullenemiyor sessizliği yazmak istiyor, kağıda, camın buğusuna, ahşap masalara, banklara, ağaç gövdelerine, duvarlara, kaldırımlara, kuma, vücuduna, gökyüzüne.
Her ne halt gelirse önüne.
Ölüyor çünkü, nefes alan almayan her şey ölüyor.
İz bırakmalı,bir çizik,ona ait bir yalan.
Sonsuza olan inanç biteli çok oldu.
Her şey herkes ölürken ,bir tek yaşam hayatta kalıyor.
Yaşam..
Kaç yaşında o bile bilmiyor.
Öznesiz,yüklemsiz cümleler kuruyor.
Kendi kendine yenilip diriliyor.
****


















Nefes alışımızın  bir anlamı olmalı.
Her sabah uyandığımız da ilk akla gelen ve  gülümseten şey
Uyanık olmayı anlamlı kılan
Umudu diri tutan
Günahsız olduğuna inandıran
Akreple yelkovana yüzüne tükürecek cesareti veren
Beni büyüten, beni yoran,canımı acıtan ,beni ağlatan
İnandıran, gülümseten.
Beni her zamankinden anlamlı kılan.
Beklemediğim bir anda mucize yaratan.
****
















Hiç bir şey unutulmaz, yok olmaz, her şey zamana kaydolur.
Eski şarkılar,kıyafetler,filmler tekrar moda olur.
Zamanın sandığından çıkar.
Göçmen kuşlar yuvalarına döner, gittiği yerden gelir her şey.
Gönderilmemiş her mektup sahibine elbet ulaşır.
Zaman tüm sorunları kendince çözen deli bir profesör sanırım.
Çözüyor ediyor da, bizim isteklerimize göre bir yolunu bulmuyor.

****
yazarken ne dinledim: beyaz gölge_mucize yarat

****
Hep de böyle olur: