30 Mayıs 2012 Çarşamba

Sevmek ve Sevmek



















Söylenecek her şey bitmişse
Hayat  doldurulamayacak boşluklara dönüşmüşse
Güzel olan ne varsa onunla peşi sıra gitmişse
Çok sevdiği ahşap yelkenliyi ,mavi sulara gömmüş
Ardından o mavilere gözlerinden yağmurlar dökülmüşse
Patika  dedikleri; kilometreler boyu bitmeyen  yollar olurken
Sen kalmalara, mecbur kalmış
Kim bilir, belki gitmekten korkmuş
Bu yüzden aynı sokaklarda  pervasızca yürüyüp durmuşsan.
Dudaklarını her araladığında ,onun ismi düşmüşse ortalıklara ,bilinçsiz
İçi kahve dolu bir fincan , arada yaktığın tek tük sigara artık tutar olmuşsa elini
Kalbin bedenini terk etmiş, kapıldığı bir başka kalbin yolundan,bilmediği yollara düşerek sana kahpelik yapmışsa
İşlemediğin suçları üstlenmişsen zamanla
Yüzüne çarpan soğuk yel acaba onu da bir yerlerde üşütüyor mu diye düşünüyorsan
Sıcak bir tabak yemek tatsız, uyku anlamsız gelir olmuşsa
Resminin asılı olduğu duvara sarılıp,öper
Sevgisiyle ,nefretiyle karmakarışık olup
En sonunda özlemiyle sevişmekten yorgun düşmüşsen
Birden bire sinirlenip , yüzünü hatırladığın an köpüğü üflenmiş süt gibi sakinleşebiliyorsan aniden
Neden kayıtsızca bağlandım diye, bir kez olsun kendine sormamış
İçinde yaktığı ateş üşümüş, için hep titremiş
Hatıraların celladın olmuş , seni diri diri gömerken bir kez olsun 'imdat'  dememişsen
Ve aşk dedikleri o cani, bir fiil hissetirirken varlığını,
Yaşamdan koparmışsa seni an ve an.
.
..
...            
Çok sevmişsin dostum.
Sen en çok onu sevmeyi sevmişsin.
İmrenmeden edemedim
Sen ne de güzel sevmişsin.




21 Mayıs 2012 Pazartesi

Yaşadığını Hisset


             


              Yaşadığını hissetmek için koşmak gerek bazen.Bir sn bile durmadan,kaslarına acımadan, rekor kırmaya yemin etmiş bir atlet gibi durmadan koşmak.Alnından burcu burcu terler akmalı .Kalbin , bedeninden fırlayıp  gözyüzünde ki bir yıldızın tepesine konacak kadar atmalı, koltukaltı ter bezleri hiç olmadığı kadar fazla mesai yapmalı, ağızda ki kuruluktan önce akciğere hava yetiştirme telaşı sarmalı bedenini.Karın boşluğuna iğneler batıyormuş hissi oluşmalı.
              Dizlerin seni taşımaktan vazgeçtiğinde, sen de koşmaktan vazgeçersin.Bir anda yere atarsın kendini.Eve gidip, peş peşe dikeceğin soğuk su dolu bardakların hayalini kurarsın.İşte bunları düşündüğün anlar, hayatının en önemli anı olur.Etrafta değerli sanıp  üzüldüğün her şeyin , zerre kadar önemsiz olduğunu anlarsın.Sen varsın işte. Koştuğun o yolda sen vardın.Oksijen senin akciğerine nüfus etti.Sen diledin sadece kendin için diledin, her şeyin iyi olmasını.İlk defa belki de bencillik yaptın.Birileri yüzünden ağladığın için göz pınarlarından, düşünmekten harap ettiğin için kaçan uykularından,başkasına kızıp, acısını  çıkardığın o diğer insanlardan, ters cevaplar verdiğin annenden, asık suratla baktığın günün ilk ışıklarından, tadını almadan içtiğin çorbadan özür dilemenin vaktidir.
             Dudağını ısır ve diline gelen kanın tadını al.Gözlerini kocaman aç ve gör! Sen yaşıyorsun, o başkasına sarılıp uyusa da , en yakın bildiklerin yüzüne yalan söylese de, canından çok sevdiklerin toprakla bir olsa da ,düşünmekten  gece ile gündüzü birbirine karıştırıp zaman kavramını unutsan da yaşıyorsun.
             Kalbin,oksijen,dizlerin, koştuğun o yol hepsi senin.Bırak onun aşkı senin olmasın, bırak o yalan insanlar ellerini tutmasın.Ne çıkar?Senin tek sorunun yanlış şeyleri sevmek.Hatırlasana ne diyordu o çok sevdiğin  şiir de;

'İlle de bir şeyleri sahipleneceksen, Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin. Güneşi, ayı, yıldızları…Mesela kuzey yıldızı,senin yıldızın olacak. "O benim." diyeceksin.'

          Gökyüzündekiler seni çok sevmiş,sevmekten korkmamış.Hangi çatının altına saklanırsan saklan kafanı çıkardığın an göz kırpmış.Çarşaf olup sarmış seni,hiç fark etmedin mi?
   Hiçte yalnız değilsin.
   Kalbin en içeride,gökyüzü üzerinde.
   Derin bir nefes al önce, sonra özür dile, içinden nasıl geldiyse. 
   Özür dile işte, istemeden birisini sevdiğin için ,bilmeden birilerini kırdığın için özür dile.


Bağlanmayacaksın (şiirin devamı için buraya bkz)

8 Mayıs 2012 Salı

Olmalı, bir yer olmalı

    Kendini kandıra bildiği kadar mutlu insan sanırım.Önemi yok hiç bir şeyin desem de , uykum kaçmışsa sabahın körün de ,demek hala  önemi var.Dün dünde kalmış, yıl yılda da, geçen sadece zaman olmuş belli ki.Çünkü hala aynı yerde duruyor yılda kaldığını sandıklarım.
    Gözden akan yaşta yok üstelik.Acı bir yumruk gibi.Bittiğini  sanıyordum, başladığımız yere geri dönmüşüz yeni görüyorum. Belli ki  ben hiç başlangıç çizgisinden  ayrılamamışım, oturup öylece kalmışım.Gidenlerin geldiğini görünce sevinmek boşunaymış, el sallama vakti tekrar gelmiş hepsi bu...Tur bindirme derdin de birileri.Kimsede anlamaz zaten, anlayamaz.Bu sefer gerçekten yalnızım, bu sefer gerçekten zor  her şey.Bu da geçecek elbet, yavaş yavaş olsa da, vurucu olsa da bitecek.Sadece hızlı olsun isterdim.Zaman bardakta ki su olsa, tek seferde pipetle çekebilseydim.Neyse sorun değil , geçecek..
     Bir yerin arayışındayım .Unutmak hemen oraya vardığın da mümkün olan bir yer.Pastel boya renklerin de , şeker kokan mis gibi bir yer.Alice'in Harikalar Diyarı gibi mesela.
     Nerede olduğunu bilmediğim bir yerin özlemini duyuyorum  sadece ve oraya gitmek istiyorum.Bu sefer ben de gitmek istiyorum.