26 Mayıs 2011 Perşembe

Peki,Bana Ne Düşer?

       Kendi kendime kalmayı seviyorum. İç sesimle ağız dalaşına girmeyi,ona gülüp,sövmeyi,bağırmayı,övmeyi...Ruhsal ihtiyacımdır.Rahatlatıcıdır.Geçenlerde yağmurun bir hızlanıp bir yavaşladığını gördüğümde sokağa attım kendimi.Yürüdüm yürüdüm.İnsanların yüzlerine baktım kaçamak bakışlarla.
       Güldüklerim ve üzüldüklerim oldu.Düşündüm durdum onun bunun için içinden çıkamadım.Sonra 'bana ne ya'diyerek herşeye burnunu sokan iç sesimi azarladım.Tabi yine onu susturamadım.İnsanlarda ki bu aşırı kendine güveni anlamıyorum.Dünyanın merkezi benim olayı, asıl dert benim çektiğimdir felsefesi falan.Saçmalık dedim iç sesime.Dünya umrum da değil diyoruz da sanki ,dünyanın çok mu umrundayız biz? İstesem çok şeyi değiştiririm ben narası sadece senin hayatını değiştiriyorken,yoldan geçen adam için son derece gereksiz yaptıkların.Newton değilsin, Superman hiç değilsin.Böylece de dünyanın umrunda değilsin!
      Ölüm gerçeği var mesela ,yaşamın diğer bir yüzü.Ölürsün ailen,dostların üzülür,ağlar.İyibilirdik derler.Zaman geçer ailen ve vefalı bir kaç dostun hatırlar seni.Sonra daha çok zaman geçer  adın söylenir 'a evet hatırladım iyiydi ya'derler.Yine zaman geçer adın kimseye birşey hatırlatmaz.Öyle bir düzen işte..
    ""Atalarımız"" diye çift kere çift tırnak içine  aldığım insanların 'Bugün varız yarın yokuz.' cümlesi doğrudur haspam.Bugünü yaşayacaksın ,pişmanlıkların da  öyle aman aman büyük  olmadıkça geçiyor zaten.Yarın ölebilme ihtimalin yüzdesi yüksek olarak cebinde bir yerde de duruyor.
      Etrafı incelemekten, düşüncelerle boğuşmaktan yorulup kendime baktım.(eleştirilme sırası bende)
Ne olursa olsun ,o kendine güvenen insanlar gibi olmalı bir yerde.Güçlü olabilmek tüm mesele.Hikayelerimin gelişme bölümünde hep bi atraksiyon üretsemde  sonuç kısımlarını değiştiremiyorum işte.Finaller en baştan bellidir hep.Yani atalarımızcası herşey olacağına varır,zorlasanda 'cık' olmaz.O yüzden de anı,saati,günü elinde ne varsa dibine kadar dimdik durarak yaşayacaksın.Yok ben yapamam dersen zaten final belli ,sen elin cebinde öyle boşboş beklersin neticeyi.
      Böyle böyle derken kulağım da bilmem kaçıncı kez aynı şarkı çalıyormuş onu bile fark etmedim yol boyunca.Ellerim cebimde yüzümde yağmur damlaları,ayağımda ki  konversin ıslak zeminde dolayı çıkardığı 'şlak şlak' sesi,iç sesim,yürüdük işte; sevmeyi ,terk etmeyi ,güvenmeyi ve nice eylemleri yapmayı beceremediğimiz umursamaz dünyanın yollarından birinde...

15 Mayıs 2011 Pazar

Lady Gaga oLmak..

İlginç olabilme sınırlarını zorlamaktır.
Alejandro yu Fernando ve Roberto ile aldatmak,
+18 klipleri tarihe gömüp +30 sınırı çıkarmaktır. 
Çirkin olmak için elinden geleni yapmaktır.
Abidik kubidik diye tasvir edebileceğimiz kıyafetleri giymek için aç kalmaktır (sonrasında da birçok kez sahnede düşmek gayri ihtiyar-i kaçınılmazdır)
Kurbağa Kermit aşığı olmak,
Beyonce ile kanka olmaktır.
Mtv müzik ödüllerinde çiğ et giyip Eminem'i yanından kaçırmaktır.
Konser de  üstüne çıktığı piyanodan düşmek  
Show için yere attığı cekete takılıp yere kapaklanmaktır.
Kötü romantizm için yanıp tutuşmaktır. 
Sevdiceği için paparazzi olacağını haykırmaktır.
Jay Lenonun programına boynuz takıp çıkmaktır.
Saça bigudi yerine kutu kola bağlayıp, 
Giydikleri ve giymedikleri  ile moda ikonu olmaktır.
Ayakkabı da topuğu bukelamun yapmaktır.
Madonna'nın adını unutturmak,
Tek başında idol olabilmeyi başarmaktır.


1 Mayıs 2011 Pazar

Aslında...

  Bir konu var.
Kaçmak isteyipte kaçamadığım ,içimde susturmak isteyipte susturamadığım,laf anlamaz duygularımın yaramazlıkları ile dolu kapalı bir kutu gibi..
  İçinde saçma sapan şeyler var.Hiç gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek bir kaç hayal,aşk mı yoksa başka bir illet mi olduğu bile bilinmeyen hislerimin tortusu.Bir kaçta seni hatırlatan şarkı...
  Kutunun içine girince bir masalı yaşıyordum sanki.Ama değilmiş!
Susturulmuş ve ölmeye mahkum olmuş bir sevdanın masalı olamaz ki?
Kalbimi aldı,kanatlarımı çaldı birisi.
Sitem doluyum ,öfke,şükran ve hala aşk...
Çok mu korktum bilinmesinden? Ne de olsa seni sevdiğimi yalnız kalbim biliyordu.O dinliyordu ,o ağlıyordu, o yazdırıyordu bana her satırı.
Çalan  her şarkı benim sevdama yazılmıştı, o fısıldıyordu kulağıma hiç bıkmadan her kıtayı.
  Bir olasılıktın, bir olasılıksın!.
Bu yüzden kutunun içine hayalleri doldurdum ben.Unutmuşum..
Hayaller de yıldızlar gibiler işte; kayarlar, giderler ve biterler.
Kaydın şimdi, çok yakındır gideceksin ama söz bitmeyeceksin bende.
Benim içim seninle dolu.Ruhsuz bir beden olabilir mi hiç?
Sarhoş gibi durma diyenlere cevabım da yok.Ben seni düşünürken zaten ayık olamam ki?
  Vedan acıtmayacak ,umuyorum.
Suskun da olsan , öylece dursan da varsın,bir yerdesin o yetiyor sanki...Dedim ya şükran doluyum diye.Teşekkür etmeyi unutmamalı.
   Yaşatmış olduğun tüm piç duygular için teşekkürler.Her hissin iki kişi tarafından sahiplenilmesine gerek yok çünkü.Adaleti sorsan  zaten hiç aramıyorum.Ben seni ilk gördüğüm an duygularımı  öksüz bırakmışım,şimdi anlıyorum.
    Aşkı hissetiren adam,korkma unutmam seni ;çünkü sana kıyamıyorum...