Birden irkildi yan odanın kapısının çıkardığı iç gıdıklayan gıcırtıyla.Annesi kalkmış olmalıydı.Parmak ucunda yürüyordu kadıncağız hissediyordu.Yeter ki ses çıkmasın, uyandığı fark edilmesin diyeydi tüm çabası.Böyle olacağını biliyordu dayanamayacaktı annesi.Üstelik akşam tembihlemişti ; 'anne vedaları sevmiyorum biliyorsun ,kapıdan pencereden el sallamak, gözyaşı dökmek yapma bunları' dediği halde annesi onu dinlememişti.İlk defa onun isteği dışında birşey yapmıştı annesi ; oysaki o hep kendi bildiğini okumuştu bunca zamandır.Kendi istekleri , kendiği özgürlüğü, kendi geleceği.. Hep kendisi için birşeyler istemişti ama bu sondu.Uzaklaşıyordu işte doğduğu şehirden, arkadaşım dediği insanlardan,okuldan her dönüşünde dükkanının kapısında başıyla selam veren Erol Amcadan , sokağın uyuşuk kedilerinden... ve annesinden.Her sinirlendiğin de 'gitmek istiyorum,tek başıma olmak ,bilmediğim bir şehrin sokakların yalnızca yürümek istiyorum' der o anı yaşardı hayallerinde.Az kalmıştı işte birazdan taksi gelicek,onu havalimanına götürücek ve en çok istediği şeyi gerçekleştiricekti..
Annesi gitmemesi için nedenler saçıp dökmüştü önüne.En sonun da pes edip ' git ama fındık içli hindistan cevizli kurabiyemi özlersen gel olur mu ?' demişti.O an gözlerinden akmak için sabırsızlanan gözyaşlarıyla sıkı bi mücadeleye girmişti.Fakat duygusallığa lüzum yoktu.Kararını hiç birşey değiştirmeyecekti.
Valizini aldı, kapıyı açtı.Annesi ordaydı tek kişilik koltukta öylece oturmuş ileri geri sallanıyordu.Dudakları kıpırdıyordu belli ki dualarla yola çıkıyordu.Gülümsedi annesine ,söylemek istediği birşeyler vardı ama konuşsa lanet olasıca gözyaşları dökülecekti yanaklarından.Kolay değildi doğup büyüdüğü ,hayal üstüne hayal kurduğu,annesi ve babası ile aile oldukları evi terk ediyordu.Önce babası gitmişti ki (dönüş biletini hiç alamıcaktı) şimdide o.Tek arkadaşı yalnızlık olucaktı bundan sonra.'Mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter, yalnızlık gittiğin yoldan gelir' demiş ya şair , işte yalnızlığa kavuşmaya gidiyordu.
Taksinin korna sesi geldi dışarıdan.Zaman gelmişti.Annesi hızlıca yerinden doğrulup ona yaklaştı.Sımsıkı sarıldılar hiç olmadığı kadar birbirlerine.Tek kelime etmeden ayrıldılar.
Elinde valizi merdivenlerden yavaşça indi.O şarkı yine başlamıştı zihninde ' bu şarkılarla kıymetsiz dualarla nereye gidiyorsun' diyordu durmadan .Düşünmek istemiyordu hiç bir mısrayı, arkasından bakan annesini,kaldırımları, yağmurunu acımasızca üstüne boşaltmak istediği belli olan kapkara gökyüzünü.. Araba hızlandığında zihninde çalan şarkı daha da hızlandı ,her gözyaşının arkasında bir dua vardır kimsenin duymadığı diyordu.Dayanamayıp arabanın camından annesine baktı.Gözlerinde yaş, dudaklarında dua tıpkı şarkı da geçtiği gibi.Bir kez ,nerede dinlediğini bile hatırlamadığı şarkı eksiksiz çalıyordu beyninde.Hızlıca önüne döndü.Bu sefer gözyaşlarını özgür bıraktı.Sona gelmişti şarkı,tıpkı kendisinin geldiği gibi.Çok vurucuydu ,çok can alıcı.Bir babanın bir evladına verdiği öğüdü haykırıyordu sanki ona.Daha çok ağlamaya başladı daha çok hıçkırmaya.
Ne diyordu ki şarkı ?
' Gitmek yenilmek değil kazanmakta.Gitmek gitmektir işte.Hepsi bu..'
Çocuk,
YanıtlaSilHer vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği
Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı
Çevir gökyüzüne başını.
Bakma arkana!
Daha sert basa basa, daha güçlü!
Anlat bu kara şehrin yollarına ak adımlarınla!
Gitmek yenilmek değildir kazanmak da!
Gitmek gitmektir işte.
Hepsi bu.