29 Haziran 2012 Cuma

Boş Vermişliğin Esiri

     
                                     
   
         Boş vermişliğin esiri olmalı.
       Aniden yağmur bastırdı sırılsıklam oldun geç kaldın en olmadık yere,düştün kaldırımda herkes sana baktı,Starbucksta otururken kahveni üzerine döktün,telefonda kavga ettin durakta oturdun ağladın,yıllardır diyet yapıyorsun ama kilon hep aynı, telefonunu çorbaya düşürdün, mp3ün de ki şarkıları yanlışlıkla sildin,çikolatan bitti, kolyen koptu,ayakkabının topuğu kırıldı,gömleğinin düğmesi söküldü,filmin en heycanlı yerinde elektrikler kesildi,istediğin elbiseyi buldun ama bedeni yoktu, akbiline para koymayı unutmuşsun otobüste millete yalvardın,iddaa kupanın tek maçla yattı, evi su bastı, annen yine dağınıklığına kızdı,yemeği yaktın,faturaları yatırmayı unuttun,küpen kayboldu,lensin yere düştü bulamadın,süt içtin dudağın iz oldu,puding tenceresini parmağınla sıyırmaya fırsatın olmadı,dudağında uçuk çıktı; yok hayır o bir sivilce,eve gelen misafirin haylaz çocugu favori yazarının kitabını yırttı. Ne olmuş yani?


Canım fettucini alfredo istiyor!
Hava sıcak sinir yapıyor.
Kum torbası olsa da yumruklasam, zaten herkese de oğlum bak git diyesim var.
Tvde bi bok yok.
Oturma odasının ortasına bir havuz istiyorum.
Tüm sivrisinekler ölsün istiyorum.
Herkes Arifin manchestere attığı golü izlesin istiyorum.
Sonra nutellalı ekmeğimi düşürdüm çikolatalı kısmı zemine geldi.
Ayağımı koltuğun kenarına vurdum zonkluyor.
Serdar Ortaç yine yine yine  yaz için albüm yapmış.
Bütün favori dizilerim bitmiş.
Fatma gülün suçu ne, ne? derken tek bölüm izleyemeden dizi bitmiş , Fatma gülün de suçu yokmuş.
Kenan Işıkta hala o yarışmadaki insanlara tahammül ediyor.
İzdivaç programların da Adele 'someone like you' çalıyor.
Bütün mağazalar kalabalık ,kabinler leş gibi kokuyor.
Dondurmama sinek düştü ,klima yüzünden boynum tutuldu.
Yine kitapçıdan kitap aldım parasiz kaldım,
Boğazda trafik var.
Millet çıldırmış,herkes atarlı. Ne yapayım?


    
     Bir boşvermeyi öğrenemedik olan o sanırım.Büyümeyi  beceremedik ama küçük şeyleri hep büyüttük.Geçti geçti bir sürü zamanlar geçti.Çok fazla günler geçti bizden geçti.Güneş hep yeni bir gün getirdi.Hep aynı duaları ettik.Her gün birileri öldü tanımadığım, birileri doğdu şu sıralar, yeni bir can nefes alıyor.
Umut dediğimiz şey doymak bilmeyen bir obur çıktı ,geç anladık.
     Kim acınası, kim acıtılası? 
Hala bilmiyorum.Saçma sapan bir sürü soru,belirsizliklerle dolu ipuçlarıyla, bir labirentten çıkma telaşıyla koşturup durduk.Labirentten çıktığımızda yine aynı şey olucak.
     Sayısız gemi demir alıcak, ben sabah derin uykumdayken sessizce yola koyulacak.
Haberim olsaydı gelirdim.
Gemilerin hangisindesin bilmesem de,bağırırdım. 
'Sen benim yalnızlığımsın, hiç yanımda olmadığın' diye diye gırtlağımı parçalardım.
Yine duymazdın bilirim, üstelik. En başta ne dedik, boş vermeyi öğrenmeli. Benden,senden,onlardan kime ne? Zaman öyle pasaklı ki, bizi kirli mezarlara gömecek.
İstesekte, istemesekte.
     Belki sonsuzluğa gitmeden önce dünya tertemiz olur, olduğu gibi olur, isyan etmeyiz, memnun kalırız.Belki nescafe 3ü bir arada daha az şekerli gelir bana, kolay içebilirim.Uçurtma uçururuz büyük küçük demeden.Pencerelerin kenarlarına ekmek ufalarız, bir kaç kuş arkadaşımız olur.
Dağınık odalar,sökük üzeri lekeli gömlekler moda olur ,belki..
Küçük şeylerdir ama mutluluk verir.
***
Uçurtma olalım istiyorum, rüzgarla kardeş, özgür, renkli (ben mor olurdum), sınır tanımayan, sevdiğinin iplerine kördüğüm olup bırakmayan, gökyüzünü mesken tutmuş ,uçan mutlu uçurtmalar.
***
Not:  "Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış." 
         pablo neruda

(Son zamanlarda duyduğum en iyi sözlerden,paylaşmak istedim (teşekkürler duygu:))



Yazarken ne dinledim ,tıkla;

2 yorum: