25 Şubat 2011 Cuma

Uçan Balon

Balonları hep sevdim.
Rengarenktirler.
Yerçekimine karşıgelenleri vardır.
Buram buram plastik kokarlar.
İçine hava üflendiğinde, buruşuk halinden eser kalmaz,büyürler.
Ençok üzerine keçeli kalemle yazmayı severdim küçükken.
Kalem kayar  balonda.
Ortaya resimler,yazılar çıkar.
Benim eserim olur daha fazla severim.
Bir de içine su doldurmak balonun.:)
Patlama noktasına gelene kadar doldur,sonra boşalt.Tekrar doldur,tekrar boşalt...
İçinde helyum gazı olup uçanların gökyüzünde gezdiklerine inanırdım.
Sanki hiç patlamaz yukarıda asılı kalırlar.
Balonların içine havayla birlikte başka şeyler doldurabilsek diye düşündüm geçenlerde.
Gökyüzüne yükseliyor ya , artık orada asılı kalmadığını biliyorum.
Balonlara havayla birlikte sevgi üflesek,sadakat,dostluk,samimiyet,merhamet ,,,  barış.
Güzel olan herşeyden doldursak içine biraz biraz.
Belki hiç inanamadığım aşkı üfler birisi..
Belki hiç bitmeyecek sevgi şarkıları...
Uçan balonlar gökyüzünde göremediğimiz iğnelere dokunup patladığında ,üstümüze yağsa herbiri.
En ucra köşede ki bir noktaya düşse umut,kalpleri kararmış insanların üzerine yağsa sevgi,silah ve bomba sesleri ile uyanan çocukların evlerinin çatılarına konsa barış,sokaklarına,caddelerine...
Belki dünya o zaman daha güzel olurdu.
Barış kokardı hava içimize çekerdik.
Mutlu insanları taşırdı  dünya üzerinde.
Ellerimizi daha çok açardık gökyüzüne; düşenleri yakalamak ve şükretmek için bizi hep görene.
Umutlar daha çok artardı.
Hiç kapanmazdı avuçlar,beklerdi sabırsızca.
Keşke..
Ruhumuz umudun esiri olsa ve hep onun kölesi kalsa.
Belkilerin diyarından sürgün,olabilirlerin hemşerisi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder