1 Ekim 2011 Cumartesi

T.I.R.A.Ş. Part 2**

**Toplumun interesting ruhsallığına aklına şaşırıyorum.

*Allık toplarımı geçen yıl yurdun kalorifer deliğine dökmüştüm hayli azalmıştı.Bu yılda lavaboya döküldü.O minik topcuklar sekti sekti ve lavabonun deliğinden aşağı gidiverdi.Çok üzücüydü, aynı hatayıysa  iki kere yapmak...Allık topum kalmadı!!

*Güneş gözlüğü,tayt,deri mont çılgınlığı,çok tuhaf çizmeler,apartman topuk ayakkabılar.. Herkeste,her yerde.Yaşadığımız toplum şirinlerin köyü gibi hepimiz aynıyız.Ne mutluluk <3

*Türk kahvesi olmayan ev, ev değildir.

*Otobüste,metroda ,tramvayda hapşıran ama o mübarek ellerini kullanarak ağız burun kulak artık neyse kapamayanlar iğrençsiniz,mikrobiksiniz! Kafanıza poşet geçirin ,halka öyle karışın.

*Facebookta bi  dürtme mevzusu varki(!).
  Bir diyeceğin varsa msj at.Tanımıyorsan dürtmek tanışmak istiyorum demek midir?.Dürttükten sonra karşı tarafta seni dürtünce ,tamam oldu bu iş diyip sonra da arkadaş olarak ekliyor musunuz?.Dürtmek bi nevi selamlaşmak mıdır? Fazla karmaşık.

*Lensi tek seferde takmak yetenektir.

*Beyaz rengi severim; kirlenmediği ve en ufak lekeyi göstermediği sürece.Mesela beyaz  ayakkabı güzeldir.Aldıktan  2 hafta sonra ise inşaatta çalışmış gibi kir tutmasına deli oluyorum.

*Toplum olarak kendimizi çok fazla birşey sanıyoruz.Belli dönemlerden geçerken yaşadıklarımız buna sebeptir.Örnek olarak her küçük kıza ' bak düğün var , sana gelinlik giydirelim küçük gelin ol' denmesi ,alına al moruna mor giydirilip süslenmesi ve küçük gelinimizin kendini acayip güzel  sanıp havalara girmesi ya da sünnet çocuğuna  prens muamelesi yapılması, onun da burnu kaf dağında dolanmasına sebebiyettir.. İşte böyle başlar taa çocukluktan eser kendini beğenmişlik rüzgarları.

*Annelerin misafirliğe gittiğin de  yada misafirlerin onlara geldiğinde çocuklara 'canım siz aynı yaştasınız hadi arkadaş olun' diyip popolarına vura vura çocukların birbirleriyle arkadaş olmaya zorlanması ,hür iradeyle bireylerin, karar verme hakkına saldırıdır.

*Spor dalları konusunda kısır bir ülkeyiz.Sadece futbol biliriz sadece onu severiz.Tamam futbol zaten güzeldir ,sevilirde diğerlerine de şans vermeli.Takip etmeli basketbolu bunun yanında NBA tabi.Başka birşey,orda ki oyunlar ,kalite...NBA in açılımını sorsak ' Ne Bu Aq!' diyenler duyabilirz.Türk basketbol takımını da sadece avrupa-dünya şampiyonlarında izleriz, acımasızız.
Akrobasiyi bilmeyiz ama sabahın köründe tıklım tıklım olan metrolar da kapıdan zorla içeri girmek için akrobasi yaparız.Çok hızlı şemsiye çeker otomatik kapının kapanmasını önler, ani hareketlerle kol,bacak koyar hopp içeri dalarız.Estetik hareketler izleriz o tıkışıklığın içinde.

*Sürekli toplu taşıma araçlarından gittik ama malzeme öyle çok ki.İnsanlar gerçekten şaşırtıyor.Hoş giyinimli,makyajı yerin de ,hanım hanım duran bir bayanı durakta kesersiniz, masumca otobüsü bekler içiniz erir.Lakin arabayı kaçırırsa ondan beklenmeyecek  hızda o otobüsün arkasından öyle bir koşar ki, atletlere taş yutturur.İnanamazsınız.

*Kurabiye yerken içilen süt.:) Aralarında ki ilişkiye bayılıyorum!!

*Elimizde ki en önemli şey kesinlikle sağlık.Unuttuğumuz,önemsemediğimiz hazinemiz.Üzerine düşünmeliyiz.Bu gerçeği fark ettiren şeyler görüyorum bu ara.(Kendime not bunun üzerine yazmalıyım.)

*Bazı anlar olur.Aklınıza o an yaptığınızla hiç alakası olmayan birşeyler gelir.Öyle oldu bugün.Kışlıklarımdan bir kaç parça hazırlarken bir hikaye geldi aklıma.Nerde okudum nerden duydum hatırlamıyorum.İran mitolojisinden Simurg diye bir kuşun masalı.İnsanı andıran ,fevkalede güzel , eşi benzeri olmayan allanıp pullanan biri, kuşların efendisi.Efsaneye göre yeryüzünde ki tüm kuşlar bu simurgu görmek istemiş ve dağ tepe geçerek onu aramaya koyulmuşlar.Vadiler, dağlar geçmişler.Çoğu kaybolmuş, ölmüş,helak olmuş.Simurg kuşunun yaşadığına inanılan yere varan ,geriye kalan 30 kuş bakmışlar ki simurg yok.Farsçada si 'otuz' ,murg 'kuş' demek.Anlamış 30 kuş; aradıkları sultanın aslında kendilerinin ve gerçek yolculuğunsa  kendine yapılan seyahettin olduğunu..
Hikaye de eksiklik veya fazlalık olabilir.Anımsadığım kadarı bu.

* Ve unutmadan herkes bir gün Sezen Aksu dinler.Evet şimdi bu ne alaka?Bilmiyorum ,söylemeden geçmek istemedim.Dinlemem ben diyerek büyük konuşmayın, paşa paşa dinlersiniz.Bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder