17 Ekim 2011 Pazartesi

Kimsenin Bilmediği Masal

  Bugün bir masal anlattım kendime.
Mutlu olmak istedim,azıcık biraz çocuk.Sıkılmıştım çünkü.
Yalnızdım evimde, tüm odalarda.Sessizlikle karşılıklı bakışıyorduk.Kahve içtim.Sonra fal kapattım.Uydurdum durmadan, saçmalıkları mı diledi sessizlik.
  Söyleyeceklerim bitince sustum.Mutfaktan ara ara bozuk bataryası yüzünden damlatan çeşmenin sesi geliyordu.Gülümsetti beni ama yetmedi.Mutlu olmama yetmedi.Ben de masal anlattım kendime.Işıkları söndürdüm.Gece 02:00 sularıydı sanırım.Ayakta durdum ,oturmadım bile.Sokak lambasına baktım yağan yağmuru izledim.Çöp kutusunda da  dört kedi vardı.Hava soğuktu üşüyorlar mı diye düşünmeden edemedim.Benim evim sıcaktı, ellerim buz gibi.Hep böyle olur,hep soğuk.Geldi kış.Ne seviniyorum,ne de üzülüyor.
   Evimin penceresinden görünen denize baktım ,bazı sabahlar burnuma camı açtığım da hücum eder kokusu.Komşum oldu; ama o tanımaz beni.Kokusunu yolladı o kadar, hiç gelmedi!
   Hazır hissettiğim de başladım anlatmaya.Sıcak nefesim camda iz yaparken bilmediğim bir masalı anlattım kendime.Hiç duymadığım, hiç okumadığım...
   Sokağın tam karşısın da görüyordum kendimi.Çocukken giydiğim şu elbise vardı üzerimde krem rengi,tam göğüs hizasında kahverengi, avuçlarım büyüklüğün de ki bir kalp deseniyle.Çok severdim onu , döndüğüm havalanırdı eteklerim, uçtuğumu zannederdim.Yine öyle döne döne geçtim sokaktan.Yağmur beni ıslatmadı sadece okşadı açık omuzlarımı.Kediler yanıma geldi zıpladılar,sevinçle.Ellerim de onlara verecek bir yiyecek yokken üstelik.Üşümüyordum.Geceyi titreten soğuğu evine yolladım, yıldızları uykuya yatırdım.Sadece ay vardı gökyüzün de.Şarkı söylüyordu bilmediğim bir dilde.Dinlemedim,umurum da değildi ne söylediği.Ben, benim şarkı mı söyledim,kendi dilimde.
   Yanaklarım al al.Yine çok beyazım.Ay beyazlığında.İltifat etmiyorum kendime , gece karanlık olunca böyle oluyor.
   Bugün bir masal anlattım kendime.
   O geldi.
 Çocukken sahip olduğum turuncu balık.Çok sevmiştim onu,beklemediğim bir zamanda ölmüştü.Şimdi vedasız gidişini telafi etmek için yanımdaydı.Öptüm onu.Okşadım başını ,ellerime aldım.Biraz ilerde ki baloncuyu gördüm.Bir sürü balonun içinden mor olanı istedim, verdi ve ben balığımı balonun üstüne koyup havaya saldım.Özgür bıraktım.Hiç uçacağına inanır mıydı?
  İp atlayan çocukları gördüm .Hemen atıldım,zıpladım dakikalarca.Herkes  gülümsedi,hep kahkaha attık nedensiz.Yerlerinde elma şekeri bitmiş rengarenk sokakta yürüdüm.Sevdiğim her şey buradaydı.Annem,babam,en yakın arkadaşlarım uzaktan el salladılar bana.
  Anlattığım masalı duyunca o gelmişti...
Buradaydı.Cennette olduğuna inandığım ananem.Çok uzaktaydı.Yine dokunamadım, bir kez olsun.Nasıl da isterdim...Yine de oradaydı.Bir gün yakınında olacağına inandığım...Gözlerimi sımsıkı kapadım.
   Bugün bir masal anlattım sevgili...
Belki  oradaydın göremedim seni,ses vermedin.Yol boyunca yürümeliydim.Beklemeden gittim.Seni hiç aramadım.Özür dilerim.Son kum tanesi düşmeden bu masalı bitirmeliydim,her şey bal kabağına dönmeden.
   Ben de gittim.Bir kuş geldi, aldı beni.Kalbimde sıcaklık hissettim,burnumun üstünde bir kar tanesi.Unutmuşum masallar ülkesine de kar yağar sevgili.Yağdı ince ince taneleri,olabildiğince sakin.Kuşa sarıldım,tüylerine gömüldüm,kulağım da ninni,uykuya daldım gökyüzünde.
  Masalım mutlu bitti,ben rüyalardayken,kar taneleri saçımda dans ederken bitti,sessizce bitti...

:)

2 yorum: